
İkinci iş ise elimizde patlayan şey yani kalan peynirleri kullanarak Cheesekek işine girmek. Tabi hiç unumuz suyumuz falan olmadığı için tek malzeme olarak peynir kullanmak zorunda kaldık. Bir tersanede bu kadar çok çeşit peynir olurmu yahu. Kaşarlar eskidiğinde eski kaşar olur hepimiz biliyoruz (ki onları sevmiyoruz biz) ama kendi gözlerimle her tür peynirin eskidiğine tanıklık ettim. Eski beyaz peynir, eski kaşar, eski dil peyniri, eski krem peynir, eski labne, eski mozarella, eski çerkez peyniri, eski otlu peynir (hem otlar hem peynir eskimiş), eski koleti peyniri, eski dil peyniri... giden bir sürü peynirimiz var. Bunun için kendi Çizkek Faktörimizi açtık. İşler güzel gidiyor şimdilik. Yakında françayz vereceğiz etrafa hedefimiz Sait dayıdan daha fazla genişlemek. Sonra Özlem ablamın fikri olan "Çiğ Peynir Köfte" var tabi onu biraz sonraya atmamız gerekiyor malum bu kriz dönemlerinde dikkatli atmamız gerekiyor hamlelerimizi. Özlem ablam bu duruma aşırı derecede tepki gösteriyor. Neden çiğ peynir köfte yapılmıyor diye öfkesini barındırıyor ama yapacak bir şey yok. O da bunu zamanla anlayacak bence. Vize dönemi buluğ çağı, bekarlık falan derken (bunu okursa beni vurabilir) depresyon sürecini aşmış götürmüş bulunuyor.
Neyse dostlar, durum bundan ibaret. Bakalım tutunabilecek miyiz bu işe. Rıfkı sağ olsun kendi yatıp beni çalıştırıyor ama.
Peynir gemisinin adını da Rüstem koymuş zaten eşşek, rüstemlere onca nefretime rağmen!!! Batırcam Peynir Gemisi Rüstem'i.
Herkesin kendine bir eş bulması dileklerimle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder