20 Ocak 2011 Perşembe

İş Güç Hayat Evren, Parti İsveçli Kızlar, 42

Selam biricik canlarım, kadim dostlarım. Yaban ellerde bir başıma kalınca inanın bana çok özledim sizi. Gözlerimde tüttünüz hep, başımı kaldırmaya fırsatım olmadı ki yanınıza gelip sıkıca bir sarılayım. Mozambikte bir ilkokulda temizlikçi olarak part time işe başladım,üzülüyorum o çocuklara bende bu şekilde destek vereyim dedim. Sonra 4 üniversitenin yanında 2 tane daha ekledim. Bu yüzden yeni eğitim gördüğüm bölümler şöyle oldu İ.Ü Fizik (Oğuz abime kuantum teorisi ve sicim teorisi anlatcam), resim (özlem ablam için, bir başlayamadı şu resme yahu), fotoğraf (Kerim amcadan öğrenebileceklerimle bir numara olcam), işletme (ailede gelenek oldu) ve psikoloji sonra bide parapsikoloji üzerine doktora ve ufolar üzerine master yapıyorum. Bir de açık lise okuyorum malum onu okumadan üniversite diploması vermiyorlar. Gerçekten çok yoruluyorum bu süreçte bazen dersler aynı saate denk geliyor bende bu yüzden hep farklı ülkelerden ders almaya başladım. Yalnız insan yurt dışı kızlarını görünce geri gelesi olmuyor pek ama bir süre sonra da buranın kızlarını mumla aramaya başlıyor. Her şey bir yana İsveçli kızların -15 derecelerde nasıl mini etekle dolaşabildiklerini anlayamıyorum hala. Ben bile donuyorum soğuktan ama nasıl oluyor bilmiyorum. Hayır İsveçli bilim adamları araştırdı buldu dicem ama hepsi en iyi dış fırçasını yapmakla meşgul. Koskoca bir ülkenin bilim adamları bu kadar mı boş olur ya. Norveçliler el kremi üzerinde çalışıyor, isviçreliler çamaşır detarjanı. Ne saçma bir iştir bu ya.. Yine sinirlendim tansiyonum çıkacak valla...

Biraz da iş hayatımızdan bahsetmek lazım, Rıfkıcığımla birlikte sürünüyoruz resmen. Bir taraftan anarşist belgesel çekimleri diğer taraftan rüzgarın getirdiği yere giden peynir gemisi işi bütün enerjimizi tüketiyor. Belgesel işi pek karlı gözükmedi bize özellikle bi Scarlett Johansson u, Kristen Duntz ı oynatamadıktan sonra anlamı olmuyor pek. İlk belgeselimiz bitsin çıkcaz bu sektörden ve kapitalizme olan isyanımızı göstermek için feysbukta yayınlıcaz (inşallah, sübahaneke amin (bu fıratta alem çocuk)). Yeni sevgililerim oldu bir sürü ama ecnebi kızlar bi garip anlaşamıyorum onlarla o yüzden arayışımı ülkeme yönlendirdim. Hani kızlarımız zordur, manyaktır ama güzellerdir ;)

Sonra kar yağdı İstanbul’a :D Her yer çok güzeldi burada "2.Geleneksel Kış Olimpiyatları"nı düzenledik. Ohh ya hep ben kazandım, bütün madalyaları aldım. Ne Oğuz abim, ne Güven abim ne de Rıfkı hiçbir şey kazanamadı ama benimkilerden de verdim onlara. Hümanist bir hayali arkadaşım ben kimsenin üzülmesini istemiyorum. Seviyorum ulan insanları, seviyorum ulan sizi :D

Sonra Özlem ablam depresyona girdi, sınavlar bilmemneler derken bir baktık ki, kafayı çizmiş 7/24 dizi izliyor. Sosyal hayatı sıfırlamış telefonu çevrimdışı moda almış sokağa çıkmaz olmuş. Neredeyse 2. Geleneksel Kış Olimpiyatlarına da katılmayacaktı ama zor ikna ettim. Hatırıma geldi sağ olsun, Kerim Amcamla yaptıkları action çok güzeldi

Sonra Oğuz Abim’i pek bir garip gördüm bu aralar. Kararsız sanki o da Özlem ablam gibi :/ Umarım bulur doğrusunu. Ona bir çiğköfte + Nargile ısmarlasam hiçbirşeyi kalmaz ama çulsuzuz biz de yurt dışında hayat zor gerçekten.

Büşra Ablamda tatilde artık onu tagleyeceğim bir facebook’u yok ama olsun. Onun facebook hesabı kalbimizde ne de olsa. Tatil yarar ona umarım, bir de geleneksel kış olimpiyatlarına gelmediği için triplerimi gönderiyorum buradan ona.

Ayhan abimde aradan oğuz abimlere geliyor,onunda finalleri bitmiş pek bir free olmuş bu aralar. Çok tatlı o da yaa yerim onun yanaklarını oy oy (A)

O değilde, geldiğimde yeni insanlar gördüm kardeşlerimin hayatında.. Ne de güzel olmuş gelmeleri, Özlem ablamın hayatını geçiyorum da Oğuz abimi mutlu görmek iyi geliyor.

İşte böyle geçiyor günler. Kısa İstanbul ziyaretimden sonra işime geri dönmem gerek.. Hepiniz kendizie çok çok çok iyi bakın dostlar, seviyorum sizi.. Gülümseyin hep, hayat üzülmeye değmez..

Not: Yakında doğum günüm olacak, hepinizi beklerim :)) (Mars takvimine göre kutlamaya karar verdim inşallah biraz erken olacak o yüzden (: )

En güzel balon patlak balondur...

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba dünyevi dostlarım.

Eminim ki neden aylardır hiçbir şey yazmadığımı merak ediyorsunuzdur. Bunu anlatmayı çok isterdim ama inanın bana o kadar çok şey oldu ki feysbuk profilime girip birkaç cümle yazmaya bile fırsatım olmadı tabii bu esnada feysbuk account'um ezeli düşmanım Balon Rüstem tarafından hacklendiği için bu sanal alemden uzakta kaldım. Neyse ki Balon Rüstem patladı da içine gizlediği şifrem düşüverdi. Bu sayede tekrar sizlere kavuşmuş oldum. Ne demişler, biri gider biri gelir. Balon Rüstem'den sonra geri gelme şansına erişebildim.

Kaldı ki, söylemeden geçemeyeceğim. Oğuz abim Balon Rüstem'i benden daha çok severken, Özlem ablamda Fındık Faresi Rüstem'in resmini telefonuna wallpaper yaptı beni unuttu. Şimdi Balon Rüstem patladı,Fındık Faresi Rüstem'de kayıp! Özlem ablam kadın programlarına çıkcakmış Rüstem için. Oh oh! İyi oldu oh.

Neyse ben devam edeyim anlatmaya. Peynir gemisi sektöründe tutunamadık, kar marjı o kadar düşüktü ki globalleşen dünyada kendimize bir yer edinemedik. Vahşi kapitalizm canavarı bizim güzel şirketimizi yedi. Bizde Rıfkıcığımla pes etmedik burada bu iş bitmez dedik, kapitalizm karşıtı anarşist belgeseller yapmaya başladık. Hissediyorum ki, Zimbabwe'de "eski" kız arkadaşımın içi sızlamıştır çünkü o bana "Senin paran pulun yok, cebinde beş kuruş yok, üstüne bir de cebin yok" dediği anlar aklımdan çıkmıyor. .. ... .. . .. .
Tamam gerçeği açıklıyorum, onun sözleri o kadar ağrıma gitti ki beş ay boyunca psikolojik destek aldım. Çok çalışıp çok zengin olucam sonra gidip kabilesini satın alacağım onun. evsin barksız kalacak, ayaklarıma kapanacak ben eşşeklik ettim sen etme diye ama yok işe yaramayacak bunlar. Sadece ağlamak istiyorum şimdi ühü....

Neyse, inat ettim çok zengin oldum. Olmayan cebim para doldu oh oh. Şaka bir yana, Rıfkıcığımla birlikte bu ekonomik kriz döneminde sinek avlıyoruz :(

Oğuz abim ne yapsın yazı yazmaya devam ediyor. Kız peşinde koşuyor şerefsiz :p Simay ablamla...Star wars ;) oh oh ! Bu arada en güzel abla s Simay ablam:p

Blog'unda benden bahsetmiş, teşekkür ederim. Ama Balon Rüstem'le aynı yazıda olmak gerçekten canımı sıktı. Elimden aldı onları pis balon!

Özlem ablamda napsın okul ev sonra okulla ev arası gezme tozma çiğ köfteci tarla falan derken baya yoruluyor haliyle. Geçen gün çiğköfte getirdim ona taaa zimbabwe'den bizim hatun(lar)'a yaptırdım. Yolda Rıfkı hepsini yemiş. EşşekRıfkı! Ama okulda baya eğleniyoruz, mesela işte bizim bi ailemiz var orda herkesler var.  İşte takılıyoruz kafamıza göre, aile aile. İyi oluyor. Hepsi beni yadırgamadan kabul etti çok seviyorum onları :p

Yepyeni bir macerada görüşmek üzere. Bide Fırat kardeş çok tatlı enee !!

10.12.2009

16 Ocak 2011 Pazar

İlk doğum günüm (my sweet sixteen) :D

Sevgili abilerim, ablalarım, biricik arkadaşlarım, candan dostlarım bugün benim en mutlu günüm çünkü o bugün sizi içinde barındırıyor. İlk doğumgünümde sevdiğim tüm insanların bir arada olması mükemmeldi, yaşamak da bu yüzden güzel. Mutlu oluyorum, bugün facebook duvarıma yazılan yazıları okudum, çok duygulandım cevap bile yazamadım çünkü söyleyecek pek bir şeyim yoktu güzel sözleriniz karşısında. Teşekkür ederim hepinize, söylediğiniz herşey için, biliyorum ki sözlerinizin hepsini tüm kalbinizle söylediniz.

Şimdi gelelim dün geceki partimize, rüyalarda buluştuk sizinle. Nerede olsun nerede olsun diye düşünürken en güzel yer rüyalardı. Hep beraber eğlendik sabahlara kadar, müzik harikaydı, her şey sınırsızdı. Eğlence, mutluluk, neşe, umut sınırsızdı, rüyaları bu yüzden seçmiştim aslında istediğimiz herşeye ulaşabilirdik. Böylede oldu sabaha kadar eğlendik, Fikirler Oğuz abimden çıktı her zaman olduğu gibi. Rıfkıcım sağolsun şirketten gelmiş takım elbisesiyle, onu dans ederken göreceğim hiç aklımdan geçmezdi. Ablalarım harika bir dans gösterisi sundu bize, çok etkilendim. Özlem ablam bas gitarda mükemmeldi, Büşracımın da sesi çok güzeldi. Elektroda Ayhan abim çok başarılıydı. Bukle ablam sağolsun bize harika yemekler yapmış o olmasa zaten eksik olurdu parti, parmaklarımızı bitirdik. Sağolsun Buğça ablam organizasyonu düzenledi, tek bir eksik yoktu onun sayesinde, Minem ile birlikte gece boyunca dans ettik, çok keyifliydi. Sonrasında sabaha kadar dans ettik, dans etmek çok keyifliymiş bunu anladım. Hayat eğlendikçe güzel, hayat yaşlandıkça güzel ve hayat sevdiklerinle birlikteyken güzel. Bu yüzden çok mutluyum, anlatacak o kadar çok şeyim var ki okumaktan sıkılırsınız diye yazmıyorum =))

Gelen herkese sonsuz teşekkürler :)) seviyorum ben sizi =)
14.03.2009
not: Değerli dostlar diyebilirsiniz ki neden hep eski yazıları yazıyorsun bize cevabım aslında çok basit geçmişten günümüze kendimi anlatmak istedim önce. Elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde günümüze kadar gelirsem eğer sonrasında zaten neler neler yazarım kim bilir buraya :))

15 Ocak 2011 Cumartesi

Hayatta iz bırakmak ve geleceği şekillendirmek.. Yenilgiler ve de kazançlar..

Merhaba dostlar uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz..

Bugün Özlem ablamın canı pek bir sıkkındı, biraz konuştuk dertleştik otobüste. Lakin bu final stresiydi, hayat memat meseleleriydi derken epey bunalmış Özlem ablam.. Olsun dedim, üzülme dedim ama dinlemedi pek.. Neyse, bu aralar Rıfkı ile bazı çatışmalar yaşıyoruz, ücretli izinimin ücretini de veremez oldu artık. Olsun Rıfkı Oğuz abimin çok kadim bir dostudur, bir şey söyleyemiyorum.. Ama Rıfkı alacağın olsun.!

Bu aralar Oğuz abim pek bir garip, Özlem ablama muhasebe yüzünden hep kızıyor. Ne olurdu koca kafasına bir soksa şunları.. Ama yok ben bile anladım ama onda tık yok valla (niye tık diye bir ses çıkması gerektiğini de anlamış değilim ama çaktırmayın malum her deyimi de anlamak zorunda değilim canım.) Hayat çoğu zaman kötü gitsede bir bakıyoruz ki herşey geride kalmış sevgili dostlar.. Bir bakıyoruz, kucağımızda torunlar çocuklar oturuyoruz eskimiş bir sandalyede.. O zaman arıyor insanlar geçmişini işte.. Biraz da geç oluyor sanki.. Yaşamaya değermiş hayat diyorsuz sonrada.. İnsanlık çok garip, insanlar eldekilerinin değerini hiç bilmiyor.. Tutarsızlar.. Doymuyorlar.. Aç gözlüler.. Hiç bir şey yeterli gelmiyor onlara.. Sonra somurkanlar.. Sinir bozucular.. Gıcık oluyorum onlara ama yine de seviyorum be :D

Neyse sevgili dostlarım, Özlem ablam uyuyacakmış bilgisayarı kapattırmam gerekiyor.. Siz siz olun, aldığınız nefesin, çektiğiniz her acının, akıttığınız her damla gözyaşının, içinizdeki ufacık bir kıpırtının değerini bilin.. Bilemezsenizde bunları yaşayamayanları görsün gözleriniz..

07.02.2009

Merhaba Sevgili Sevgi Pıtırcığı Dostlarım;

Bugün öyle garip şeyler oldu ki anlatsam da inanmazsınız ama ben anlatıyım.. Özlem ablamın İletişim ve Bilgi Yönetimi dersinde oturuyordum garip garip, Özlem ablam ve Sinem ablam birbirleriyle fiti fiti mesajlaşıyor, Hocaları da sürekli "bidi bidi" kelimelerini kullanıyordu. Sonra ben tahtaya Özlem-Ragıp yazmıştım. Ta ki, Hoca Ragıp bugün gelmedi galiba diyene kadar. Sağolsun Özlem ablam, beni göstererek Ragıp burda Hocam dedi ve Özlem Ablamın hocasıyla böyle tanıştık. Doktora yapmamı önerdi hocamız, pasapsikoloji ve doğa üstü yeteneklerim konusunda bana önerilerde bulundu. Aslında düşünüyorum da, gerçekten benim yapabileceğim bir şey bu parapsikoloji. Sonrasında Canan ablam çok güldü bu duruma, derste sürekli aynaya bakıp elini başına koyuyor, uzun bir konuşma yapmam gerek onunla da, o çok iyi biri, bizim Rıfkı da tanışmak istemişti onunla. Neyse, hocamız çok şeker bi insan, her ne kadar beni Özlem ablamın şizofren dostu sansa da sonra kendisiyle çok iyi anlaştık ve bir kişi daha varlığımı kabullendi, bugün benim için çok önemliydi. Sinem ablam doğum günü partimden bahsetti, kendimi çok iyi biri gibi hissettim o anda. Özlem ablamın bütün arkadaşları beni kabul ettiler, gerçekten çok mutlu oldum. Selamlar olsun hepsine..

O değilde dün çok heyecanlıydı. Rıfkıcığım (!) la Hayaller Mahallesi muhtar adaylığı için kıyasıya rekabet ettik. Ama sonra öğrendim ki, bana verilen oylar kabul edilmemiş, yaşımın 17 oluşundan dolayı dilekçem reddedilmiş; nedense bunu en son dakika öğreniyorum (!!) . Oysa ki, herkese gerçek bir arkadaş sözüm vardı. Rıfkı'dan fazla oy almama rağmen, kendisini muhtarlık koltuğunda görmek yinede beni mutlu etti, neticede o da Oğuz abimin kardeşi benimde iş ortağım.

Buradan hepinizin önünde yemin ederim ki bende çok büyük bir adam olacağım!!
30.04.2009

14 Ocak 2011 Cuma

Son Zamanlarda Gelişen Olaylar ve Yaşam Standartlarımızın Çevreye Kattığı İdeoloji

Selamlar olsun sevgili dostlarım, canım arkadaşlarım..

Hayatımda bir çok şey değişiyor, farklılaşıyor ki var olmanın bu değişimle mücadele etmek olduğu anlamış bulunuyorum. Değişime ayak uydurmaya çabalarken kendi özümüzü de korumaya çabalıyoruz. Öyle bir değişim ki bizi bir yerden başka bir yere sürükleyip duruyor. Sürüklenirken köşe bucak her yere çarpıyoruz sonra biraz durulduğunda hayat tekrar ayağa kalkıp devam ediyoruz. Şurada kısacık hayatımda öyle hayat hikayeleri gördüm ki ne söylesem eksik kalır. Ben de böyle hissediyorum, sanırım büyüyorum sonuçta kimse 16 yaşında sonsuza kadar kalamaz =))

Bunların haricinde rıfkıcımla birlikte kara kara düşünmekteyiz, ne olacak bu lafla yürüyen peynir gemisi sektörünün hali diye çok endişeleniyoruz. Ücretli izne çıkmış olmama rağmen, rıfkıcım özel bir toplantı istedi, çok önemli konular varmış. Hemen gittim tersaneye tabi, seçim dönemi yaklaşıyor dedi şimdi politikacılar bol bol lafla peynir gemisi yürütmek isteyecek dedi ve bizim işler açıldı hemen. Tabi müşteri olarak politikacıları seçersek, bize olan borçlarını da alamayacağımızı hesaba katmamız gerekirdi. Birisi kaçtı, birisi bir yere gitti kimi geçerli olmayan çek verdi. Bu şekilde güzelim şirket, tersane kısa bir sürede battı. İşte biraz (birazdan oldukça fazla) peynir kaldı bizde. Diğer taraftan Oğuz abimin yeni bir projesi var çok beğendik Rıfkıyla. "Rüzgarın götürdüğü yere giden, dümensiz" peynir gemileri yapıcaz, neden peynirden diye soracak olursanız elimizde biraz fazla stok kalmış kullanmazsak bozulacaklar. Aslında proje güzel, müşterilerimizde hazır niş market bulduk hemen daldık içine. Hemen gittim üniversitelerimdeki pazarlama derslerinden iyice öğrendim niş marketi. Ne güzel bir şeymiş böyle, yepyeni çığır açıcı projelerimiz var. Bütün üzgünler, melankolide yaşayanlar, bıkkınlar bizim potansiyel müşterimiz oluyor, güzel iş güzel =))

Bu arada sosyal hayatımda güzel gidiyor, Özlem ablam tatilde olduğu için onunla vakit geçirebiliyorum, Oğuz abim de evde. İnsan sevdikleriye birlikte olunca mutlu oluyormuş bunu anladım. Diğer şeyler anlamsız kalıyor =)) Oğuz abimde mutlu, her ne kadar hikayeleri yüzünde kafayı yemek fikriyle çokça boğuşuyor olsa da mutlu yine de. Yeni insanlarla tanıştım, güzel anlaştık onlarla, onları da sevdim. Selamım size yeni dostlarım, abilerim, ablalarım =)) Birde Özlem ablam grip olmuş, bugün doktora gitti işte. Çok üzüldüm, Rıfkıdan izin istedim ki Özlem ablamın yanında daha fazla kalabileyim diye sağ olsun yufka yüreklidir Rıfkı, dışarıdan bakılınca serttir biraz ama olsun.

Ayrıca anlamadığım şeylerde oluyor mesela benim ecnevi kızlarla yakınlaşmamı istemiyorlar, oysa ben mutluydum onlara. Tutturmuşlar seni görücü usulü ile baş göz etcez diye, hatta bunun için feysbuka grup bile kurmuşlar. Çok yaşayın siz emi :) Hangi çağda yaşıyoruz diyorum, görücü usulü mü kaldı ama dinlemiyorlar. Hele Oğuz abim, Ayhan abim ve Güvenciğim de destek verince Özlem ve Buğça ablama diyecek bir şeyim kalmıyor pek. Olsun belki güzel olur, kader kısmet tabi her şey böyle zorlamayla olmaz.
Neyse sevgili dostlarım şimdilik bu kadar, Rıfkı eğer çay molamda bu kadar oyalandığımı fark ederse kızabilir bana =)) Haydi sağlıcakla, dostlukla, umutla kalın. Hepinizi seviyorum iyi ki varsınız =))

03.04.2009

6 Ocak 2011 Perşembe

Kriz bizi de vurdu :(

Selam dostlar,

Uzun bir aradan sonra tekrardan buradayım, yazacak çok şeyim var doğrusu. Hayalet kalbimi burkan, canımı acıtan ve göz yaşları dökmemi sağlayan çok olaylar oldu. Burkulduk Rıfkıcığımla beraber, tutunmaya çabaladık ya başardık sanırım. Dostlarımıza destek oldum, yaşlarını sildik bu yüzdendir Oğuz abimin gözlerinin kuruluğu. Görevimiz bu demiştim ya daha önce. Bazen diyorum ben bunun için var olmuşum. Etrafımın üzüntülerini almak ve yerlerine gülücükler yerleştirebilmek için gelmişim o fanyansın içinde.

Ancak yapacak bir şeyimiz yok biliyorum ki o şimdi çok güzel bir yerde, dua edelim, ettirelim.
Bunun haricinde canımızı sıkan başka şeyler de oluyor elbette. Herkes kriz diyor da başka bir şey demiyor. Anlamıyorum, sadece ekonomik bir kriz bu neden insanların yüreklerini etkiliyor? Her şeyi aptalca kağıtlarla ölçüyorlar ama sonuçta kriz bizi de vurdu. Peynir gemisi sektörü çok büyük bir yara aldı, bütün siparişler iptal edildi. Kimse laf bile söylemiyor ki peynir gemisi yürütsünler.

Oysa gelecekten o kadar da ümitliydik ki ama olmuyor işte. Sabretmeyi bilmek gerekiyor. Şirketin durumu kötü ama üretimi durdurduk, Rıfkı beni ücretli izne çıkardı. Zaten hayat karma karışık, içimden de yapacak bir şey gelmiyor. Oğuz abimle film izliyoruz, Code Geass diye bir anime izledik mükemmeldi gerçekten. Tavsiye ederim, Özlem ablamın da kriz ödevi varmış dedim anlat Rıfkıyla beni.
"Herkes anlayamaz" dedi haklı olarak. Bende onları anlamıyorum, mutlu olmak bu kadar mı zor.? Güçlü olmak bu kadar mı zor? Sevmek bu kadar mı karışık? Her gülücük bir hançer demek değildir Oğuz abi, unutma bunu. Ya sen Özlemciğim hep gülümsemelisin. Sen üzülürsen ben ne yaparım. Size bir şey olursa Rıfkı ne yapar.

Ya O'nu bulduğunda Hayal üzülmez mi acılarının izlerini görünce yüzünde? Söyle Oğuz abi söyle! Mutlu olmanız gerekmez mi sizin, her şeyiniz var ama benim! Yine de mutluyuz. En azından Rıfkıyla bana 1 yıl yetecek kadar peynirimiz var aç kalmayız. Açıkta kalmak da sorun değil tersanemizde yatarız. Gerisinin ne önemi var anlamıyorum doğrusu. Benim hiçbir şeyim yok ve siz benim sahip olamadığım her şeye sahipsiniz ama yine de mutlu olamıyorsunuz. Eğer bir bedene sahip olunca sizin gibi olacaksam eğer bilemiyorum.

İşte böyle bu sefer çok eğlenceli şeyler anlatamadım, İskandinav kızlarından ve İspanyollardan başka bir gün bahsederim artık. Zaten utanırım ben öyle anlatamam ortalık yerde. Çok sevdim ama onları. Çok sevdim ben bu dünyayı. Çok sevdim ben sizi.
Hadi sağlıcakla kalın..
Ragıp...

4 Ocak 2011 Salı

her hikayenin bir BAŞLANGIÇ'ı olmalı...

Merhaba Sevgili arkadaşlar.. Akıp giden günlerime tanıklık etmek için buradasınız..
Nereden başlayayım. Ben Ragıp Özlem'in hayali arkadaşı, Oğuz'un hayali kuzeni ve Rıfkı'nın çok kadim bir dostuyum. Özlem bundan 13 yıl kadar önce karanlıktan çok korktuğu için beni yaratma kararı almıştı, öyledir ki daha ne olduğumuza karar veremeden bir baktım ki büyümüş peynir gemisi işine bile girmişim. Neyse konumuz bu değil ama ilerleyen günlerde anlatmayı düşünüyorum.

Öncelikle belirtmek isterim ki ben bu feysbukı ve bir süre sonra yayın hayatıma başladığım blog camiasını pek bir sevdim, yeni insanlarla tanıştım, bir sürü güzel kızla vakit geçirdim ama hayali birisi olmak çok zorluyo beni. Blog yazmaya başlamak istedim bilgisayarı açmak bile imkansız benim için. Birisinin gelip tuşa basmasını beklemek ne kadar zor biliyor musunuz. Bunun da ötesinde düşünsenize ne arkadaşlarla nargile içebiliyorum, ne bir okey, tavla, batak.. Oğuz abim saolasun bana frp öğretti, şimdi Cthulhutech oynuyoruz beraberce ama zarları kendim atmak da istiyorum. Hayalden olmak bu sebeplerden dolayı çok zor, saolsun Rıfkıcım böyle zamanlarda hep yanımda oluyor elimden tutuyor. Oğuz abim onu çok iyi yetiştirmiş, çok bilgili. Özlem ablamda saolsun ecnevi kızlarla tanışmama yardımcı oluyor, ingilizce öğrenemedim o yüzden zorluk yaşıyorum. İnanın hayat bana çok zor hele büyüdükçe ve hayata atılmam gerektikçe. Bir taraftan iş baskısı, diğer taraftan ufaktan başlayan evlenmelisin baskıları off çok yıpratıyor beni. Anlatamam size sürekli hayatım dolu, kendime vakit ayramıyorum bile. Varsın yoksun hep başkaları tamam hayali bir varlığım ama daha yaşım kaç ki gerçek hayata atılmak diye tutturmuş gidiyorsunuz.

Tabi hayalden olmanın güzel tarafları da var mesela istediğim an, istediğim yerde olabiliyorum. Bu gerçekten çok güzel, Özlem ablamı özlediğimde onun yanına, Oğuz abimden hayat dersleri alıyorum ve Rıfkıcığımla birlikte "peynir gemisi tershanemizde" çalışabiliyorum. Ancak yinede bazen yoruyor beni bu hayat, bir çok şey anlamsız geliyor. Mesela ben bu hayalden varlığımla mutlu olacak şeyler bulabilirken insanlar aslında her şeye sahip oldukları halde neden hep üzgünler anlayamıyorum. Yaşadıkları hayat her ne olursa olsun o kadar güzel olmasına rağmen neden hep sessiz sessiz ağlıyorlar? Oysa sahip oldukları için birçok şeylerini feda edecek benim gibi birçokları var. Sanırm benim ve Rıfkıcığımın görevi de bu, değer verdiklerimizin üzülmesini engellemek. Bu yüzden devamlı çalışıyoruz.
Şimdi gitmeliyim, Rıfkı peynir gemilerini lafla yürütmek için yeni bir makine üzerinde çalışıyor, yardımıma ihtiyacı olabilir..

Son söz olarak kendinize iyi bakmanızı isteyeceğim ve canınızı sıkmayın ihtiyacınız olursa elimden geleni yapmaya hazırım..
Sevgiyle kalın

Ragıp TheDark

not: bu fotoğraflarda ki çocuk benim işte :)