14 Mart 2014 Cuma

İyi ki doğdum ben



Selam dostlar. Askerliği bitirdikten sonra iş bulmak büyük sıkıntı. Ben dışlanmış, örselenmiş bir şekilde iş ararken bir süre sonra yeter dedim. Bu böyle olmayacak. Girişimci insanım ben hem zaten 4 üniversiteyi bitiremediğim için iş bulmam zor. Çaycı olmamı istiyorlar da arkadaş hayaliyim ben nasıl çay taşıyayım. Bu sebeplerden Oğuz abimin arkadaşı Rima ile konuşurken aklıma bir fikir geldi (Rima da garip Oğuz abimin kafasının içinde yaşıyor. Anlamadım bunu.) 

Projem çok büyüktü ve inanılmaz bir potansiyeli vardı. Hayal dünyasına gidip evler yapacaktım ve bu evleri gerçek dünyada satacaktım. Hayallerinizde şöyle 400 metrekare havuzlu, bahçeli bir eve sahip olmak istemez misiniz? Herkes ister hem de bu evleri burada düşük fiyata satıcam sürümden kazanıcam ben. O kadar işletme okuyoruz. Hatta Ali gibi (işe girişince çok samimi olduk biz) reklamlara da çıkarım hatta ata bile binerim. Hayalistanbul evleri gibi bir isim koydum mu  paraya para demem başka isimler bulurum kendime. 

Bir gün şantiyede çalışırken (evet tüm binaları kendim yapıyorum. Hayal dünyasında kimse amele bulmak çok zor) düşünmatik ipadimin alarmı çaldı bir baktım ki doğum günüm gelmiş. Tabi işi gücü bıraktım geldim dünyaya. Bir de baktım ki kimse farkında bile değil doğum günümün. Facebookta bir tek mesaj gelmemiş (Oğuz abim yazmış bir tek o da görevi yazacak tabi. Bir de Büşra ablam yazmış o zaten canım benim.)  Baktım ortada parti hazırlıkları falan yok. Ben parti insanıyım, Mozambikte diskolardan hiç çıkmazdım ben. Baktım bana kimseden fayda yok dedim kendi partimi kendim düzenleyeyim. Gittim Reynayı kapattım. Sonra bu işin saçma olduğunu, o kadar param olmadığını fark edip vazgeçtim. Bende herkesi alıp Hayalistanbula götürmeye karar verdim. Fazla kişi gelmedi. Oğuz abim, Özlem ablam, Büşra ablam, Ayhan ve Güven ağabeylerim geldi. Sonra Ailem geldi işte bazı arkadaşlarım geldi ve birkaç Brezilyalı kız ama bu konuyu konuşmasak da olur zaten konu açılınca hemen öksürük tuttu beni. Utangaç bir insanım yani umarım bir gün insan olabilirim.

Neyse Hayalistanbula insanları nasıl getireceğimi bilmiyorum bende Leyla ile Mecnun’da ki dededen öğrendiğim gibi hepsinin kafalarına vurdum odunla. Tabi bundan önce partiyi ayarlamak gerekiyordu. İşte yaptığım futuristik (ters piramit şeklinde) bir evin en üst katını ayarladım. Müzik sistemi getirdim, balonlar getirdim, ışıklı tavana asılıp dönen küreden getirdim. Nedense o küreyi çok seviyorum ben. Acaba eve de alsam mı bir tane. 

Tabi her şey böyle güzel giderken bir de baktım benim belalı, seri katil çaki abimizin kardeşi, psikomanyak, eski sevgilim olan Hüsniye kapıda belirdi. 154. Kattayım onu görünce bir paniğe kapıldım anlatamam ve hemen odadaki piyanoyu aşağıya attım ama ondan kaçmasını bildi. Bir piyano 154. Kattan aşağıya düşene kadar çok zaman geçiyormuş bunu anladım. Sonra camı açıp bağırdım (ne ses varsa bende) tabi duyulmayınca diafondan “senin burada ne işin var” dedim ama nasıl sert konuşuyorum. Özür dilemeye geldiğini söyleyince tamam git dedim. Gitmeyince de güvenliği çağırıp kovdurdum onu. Güvenlik dediğimde birkaç t-rex fazla bir şey değil. 

Sonra akşam olunca misafirlerde gelmeye başladı. Gelenlere önce planlarımı anlattım, siteleri gösterdim ve cazip ödeme koşullarını anlattım. Ev başına sadece 399 Lira istiyorum. Yüzde 25 öğrenci, şehit, gazi, akraba indirimi de var. Neyse parti başladı ve çok eğlendik. Hatta içi şekerle dolu hüsniye oyuncağı bile yaptırdım kocaman ve onu sopayla döverek patlattık. Çok eğlendik yine. Zaten ben olunca eğlenmemek mümkün değil pek.  Özlem ablamla Büşra ablam dans ettiler, göbek attılar sonra Güven abim Brezilyalılarla sohbet etti Ayhan abimde katıldı onlara. Oğuz abim oynamadı hiç (zaten oynayamaz o aramızda kalsın) ve Rima ile dizi izlediler hep. Uzaylı arkadaşlarım da gelmiş sağ olsunlar (onların dansı pek bir garip hiçbir şey anlamadık. Zaten parti bitti diyip gönderdik onları ama çaktırmayın.)

Bir doğum günüm de böyle geçti. Şunu anladım ki her sene sürpriz doğun günü beklemek olmaz. Özlem ablamın deyimiyle eşek kadar Oğuz abimin deyimiyle katır kadar ve Nural annemin deyimiyle ise hala çocuğum ama büyüdüm artık ve benim de bir şeyler yapma vaktim geldi.
Not: Eğer Hayalistanbul’da ki evlerle ilgileniyorsanız lütfen benimle iletişime geçiniz. Size bir güzellik yaparım.

Not 2: Zamanında kıskançlık krizlerim sebebiyle kötü davrandığım Rima’dan da özür dilerim. Evlerimin planını mimar olan Rima çizdi ona çok borçluyum ben. Meğerse o çok iyi birisiymiş. Özür dilerim Rima.