Selam dostlar. Askerliği
bitirdikten sonra iş bulmak büyük sıkıntı. Ben dışlanmış, örselenmiş bir
şekilde iş ararken bir süre sonra yeter dedim. Bu böyle olmayacak. Girişimci
insanım ben hem zaten 4 üniversiteyi bitiremediğim için iş bulmam zor. Çaycı
olmamı istiyorlar da arkadaş hayaliyim ben nasıl çay taşıyayım. Bu sebeplerden
Oğuz abimin arkadaşı Rima ile konuşurken aklıma bir fikir geldi (Rima da garip
Oğuz abimin kafasının içinde yaşıyor. Anlamadım bunu.)
Projem çok büyüktü ve
inanılmaz bir potansiyeli vardı. Hayal dünyasına gidip evler yapacaktım ve bu
evleri gerçek dünyada satacaktım. Hayallerinizde şöyle 400 metrekare havuzlu,
bahçeli bir eve sahip olmak istemez misiniz? Herkes ister hem de bu evleri
burada düşük fiyata satıcam sürümden kazanıcam ben. O kadar işletme okuyoruz.
Hatta Ali gibi (işe girişince çok samimi olduk biz) reklamlara da çıkarım hatta
ata bile binerim. Hayalistanbul evleri gibi bir isim koydum mu paraya para demem başka isimler bulurum
kendime.
Bir gün şantiyede
çalışırken (evet tüm binaları kendim yapıyorum. Hayal dünyasında kimse amele
bulmak çok zor) düşünmatik ipadimin alarmı çaldı bir baktım ki doğum günüm
gelmiş. Tabi işi gücü bıraktım geldim dünyaya. Bir de baktım ki kimse farkında
bile değil doğum günümün. Facebookta bir tek mesaj gelmemiş (Oğuz abim yazmış
bir tek o da görevi yazacak tabi. Bir de Büşra ablam yazmış o zaten canım
benim.) Baktım ortada parti hazırlıkları
falan yok. Ben parti insanıyım, Mozambikte diskolardan hiç çıkmazdım ben.
Baktım bana kimseden fayda yok dedim kendi partimi kendim düzenleyeyim. Gittim
Reynayı kapattım. Sonra bu işin saçma olduğunu, o kadar param olmadığını fark
edip vazgeçtim. Bende herkesi alıp Hayalistanbula götürmeye karar verdim. Fazla
kişi gelmedi. Oğuz abim, Özlem ablam, Büşra ablam, Ayhan ve Güven ağabeylerim
geldi. Sonra Ailem geldi işte bazı arkadaşlarım geldi ve birkaç Brezilyalı kız
ama bu konuyu konuşmasak da olur zaten konu açılınca hemen öksürük tuttu beni.
Utangaç bir insanım yani umarım bir gün insan olabilirim.
Neyse Hayalistanbula
insanları nasıl getireceğimi bilmiyorum bende Leyla ile Mecnun’da ki dededen
öğrendiğim gibi hepsinin kafalarına vurdum odunla. Tabi bundan önce partiyi
ayarlamak gerekiyordu. İşte yaptığım futuristik (ters piramit şeklinde) bir
evin en üst katını ayarladım. Müzik sistemi getirdim, balonlar getirdim, ışıklı
tavana asılıp dönen küreden getirdim. Nedense o küreyi çok seviyorum ben. Acaba
eve de alsam mı bir tane.
Tabi her şey böyle güzel
giderken bir de baktım benim belalı, seri katil çaki abimizin kardeşi,
psikomanyak, eski sevgilim olan Hüsniye kapıda belirdi. 154. Kattayım onu
görünce bir paniğe kapıldım anlatamam ve hemen odadaki piyanoyu aşağıya attım
ama ondan kaçmasını bildi. Bir piyano 154. Kattan aşağıya düşene kadar çok
zaman geçiyormuş bunu anladım. Sonra camı açıp bağırdım (ne ses varsa bende)
tabi duyulmayınca diafondan “senin burada ne işin var” dedim ama nasıl sert
konuşuyorum. Özür dilemeye geldiğini söyleyince tamam git dedim. Gitmeyince de
güvenliği çağırıp kovdurdum onu. Güvenlik dediğimde birkaç t-rex fazla bir şey
değil.
Sonra akşam olunca misafirlerde
gelmeye başladı. Gelenlere önce planlarımı anlattım, siteleri gösterdim ve
cazip ödeme koşullarını anlattım. Ev başına sadece 399 Lira istiyorum. Yüzde 25
öğrenci, şehit, gazi, akraba indirimi de var. Neyse parti başladı ve çok
eğlendik. Hatta içi şekerle dolu hüsniye oyuncağı bile yaptırdım kocaman ve onu
sopayla döverek patlattık. Çok eğlendik yine. Zaten ben olunca eğlenmemek
mümkün değil pek. Özlem ablamla Büşra
ablam dans ettiler, göbek attılar sonra Güven abim Brezilyalılarla sohbet etti
Ayhan abimde katıldı onlara. Oğuz abim oynamadı hiç (zaten oynayamaz o aramızda
kalsın) ve Rima ile dizi izlediler hep. Uzaylı arkadaşlarım da gelmiş sağ olsunlar (onların dansı pek bir garip hiçbir şey anlamadık. Zaten parti bitti diyip gönderdik onları ama çaktırmayın.)
Bir doğum günüm de böyle
geçti. Şunu anladım ki her sene sürpriz doğun günü beklemek olmaz. Özlem
ablamın deyimiyle eşek kadar Oğuz abimin deyimiyle katır kadar ve Nural annemin
deyimiyle ise hala çocuğum ama büyüdüm artık ve benim de bir şeyler yapma
vaktim geldi.
Not: Eğer
Hayalistanbul’da ki evlerle ilgileniyorsanız lütfen benimle iletişime geçiniz.
Size bir güzellik yaparım.
Not 2: Zamanında
kıskançlık krizlerim sebebiyle kötü davrandığım Rima’dan da özür dilerim.
Evlerimin planını mimar olan Rima çizdi ona çok borçluyum ben. Meğerse o çok
iyi birisiymiş. Özür dilerim Rima.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder