19 Mayıs 2012 Cumartesi

Evet sevgili dostlar, ben geldim. Hala geldiğime inanamasam da geldim. Onca zaman geçti, benim için yıllar gibiydi ama bitti. Her gün duvara bir çentik attım baktım duvar mahvolmuş. İşin kötü tarafı o duvarı da ben boyadım gitmeden önce. Neyse her şeye en başından başlayayım ben. Bildiğiniz gibi ben zorunlu olmayan zorunlu askerliğimi bitirmiştim ve keyfime kalıyordum orada. Dedim ki bırakayım artık ama nerede komutanım izin vermiyor. Kaçacağımdan korkmuş olmalılar ki uzayda görevlendirildim. Tek başıma bir uzay istasyonunu koruyacaktım. Uzaya çıkmak falan güzeldi tabi, herkes yapamaz kabul ettim bende. Görevde ülkemizi ve dünyayı uzaylı istilasından korumak. İstasyonda silah sistemi falan da var. Zamanında çok uzay savaşı oynamışım sistemleri de biliyorum. Keyiflidir diye kabul ettim, gel zaman git zaman gelen giden yok. Sonra birkaç uzaylı ırkı geldi. Geçerken uğramışlar. Dünya tatlısı uzaylılar. Uzaylı tatlısı mı deseydim acaba bilemedim şimdi.

Bayağı da kaldılar benim yanımda. Tabi güzellik anlayışımıza biraz tersler ama iyi uzaylılardı. Hatta HD 189733b isimli gezegenden bir kız ile bayağı da bir yakınlaşmamız oldu tabi ağız yapısı farklı olduğu için öpüşemedik ama olsun. Oldukça değişik ve sıra dışı bir romantizm yaşadım onunla. Bunun haricinde onlara okey ve tavla öğrettim onlarda sağ olsun kendi oyunlarından öğrettiler bana. Güzeldi onlarla geçen zaman. Gittikleri zaman yine yalnız kalıyordum ama kocaman uzayda yalnız kalmak da çok sıkıcı. Hayır internet yok, wi-fi yok, 3G yok, telefon yok kimseyle de iletişim kuramıyorum. Yoksa düşünmatik ipadim yanımda skypeda yüklemişim ama kullanamıyorum. Görevi de bırakamıyorum iki dakika dünyaya döneyim de özlem gidereyim diye. Aylarca kaldım uzayda ve sadece 9 tane roket attım. Ben oraya savaşmaya gitmişim ama nerede.

Fakir bir uzaylı ırkı dünyayı istila etmeye karar vermiş. Ama adamlar fakir uzay gemilerine dokunsam parçalanıyor. Silahları bile düzgün çalışmıyor. Zaten garibanlar savaşmayı da bilmiyorsun tabancaları ile gelmişler. Meğerse onların gezegeninde su ölümcülmüş benim için sorun yok tabi. Tabi bir kaç gemilerini patlattıktan sonra teslim oldular oturduk konuştuk. Çok arabulucu bir insan olduğumu herkes bilir. Hemen sağladım barışı. Garip uzaylılardı. İstedikleri şekle bürünebiliyorlardı. Barışın kalıcı olabilmesi için onlardan birisi ile evlenmemi teklif ettiler ama ağzım bir kere yanmış kabul eder miyim. Nazikçe geri çevirdim ama inanın gerçekten zor oldu hele kız bir Latişya Casta bir Adriana Lima olunca reddetmek gerçekten zordu. Neyse bu konu çok derin az kalsın kızımızı kirlettin diye tekrar savaş çıkacaktı zor ikna ettim.

Genel olarak oldukça sıkıcı geçse de uzayda zaman ben çok şey öğrendim. Yeni arkadaşlar edindim, güzel dostluklarım oldu. Hatta HD 189733b gezegeninden arkadaşları bize kalmaya davet ettim. Tamam biraz çirkin olabilirler ve ailem alışmakta zorlanabilir ama iyi uzaylılar. Hem orada kum yerine elmas, zümrüt falan varmış gelirken birkaç kilo getirin dedim. Getirirlerse köşeyi döneriz güzel olur. Sonra uzayda yürüdüm, koştum, amuda kalktım. Bütün gezegenleri dolaştım sıra ile. Doğum günümü zaten biliyorsunuz pek bir efsaneydi. Neptün de keşfettiğim bir tepeye benim adımı vereceklermiş ayrıca. Güzel şeyler bunlar ama sizleri çok özledim. Öyle böyle değil, özlemekten yemek bile yiyemedim. Zaten uzay gemisinde yemekler kötü. Sabah akşam menemen. Birkaç tane tavuk koymuşlar gemiye bir de domates fideleri. Hep menemen hep menemen. Hayır insan kaçar koyar, sucuk koyar da çeşit yaparız o da yok. Çok düşüncesiz adamlar gerçekten.

Ben tam geminin duvarlarına çentik atmaya başlamış Emre Aydın dinlerken dünyadan haber geldi ve görevimin bittiğini söylediler. Gemiyi aya park edip atladım aşağıya. Kaç ay boyunca düştüm. Ne mesafe varmış arada düş babam düş. En sonunda geldim dünyaya. Tabi herkesi çok özlemişim şapur şupur öptüm hepsini. Oğuz abim affetti beni. Özlem ablam bir süre boyunca beni hizmetçisi olarak kullandıktan sonra affeder. Rıfkı da gemilerini baştan aşağı boyarsam ve cilalarsam affeder. Zaten Korsan Rıfat'a saç ektirdim geçenlerde. Tam çılgın korsan oldu. Saçları biraz daha uzadıktan sonra fotoğrafını çekip koyarın buraya. Rıfık zaten bebecik ona da oyuncaklar aldım bir de en büyüğünden bir biberon zaten kızdığının bile farkında değildir o. Herkesin gönlünü kazanmak kaldı geriye.

İnanın bana ben çok değiştim dostlar. Büyüdüm, olgunlaştım. Askerlik gerçekten insanı değiştiriyormuş, farklılaştırıyormuş. Şimdi en kısa zamanda yeni bir iş bulmam gerekiyor. Rıfkı beni işe kolay kolay almaz bende ona muhtaç olmadığımı göstermeliyim. Kariyernette üyelik almalıyım sanırım bir de linkeditin de alırım. Artık cv hazırlayıp gönderirim. Bir de okullarımda kaydımı yenileyip devam etmeliyim. Malum fazla kalmadı mezun olmama. Benim gibi adamı nerede bulacaklar hıııhhhh.

Neyse dostlar ben geri geldim ve hayatımı geri kazanma vaktidir. Hepinizi kocaman, şapur şupur öpüyorum. Görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder